Kayıtlar

Temmuz, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Monet/Edip Cansever/Tomris Uyar

Resim
Günümüzde empresyonizm modern sanatın başlangıcını temsil eder.  Monet bu tablosunda Normandiya, La Havre limanını sisler içinde, güneş doğarken resmetmiştir.  Bu güzel tabloyu Edip Cansever'in Tomris Uyar için yazdığı  şiirden bir bölüm ile tamamlayalım. Adı "Yaş Değiştirme Törenine Yetişen Öyle Bir Şiir".  Cansever, her 15 Mart’ta, Tomris Uyar’ın doğum gününde, yeni bir şiir yazıp yayımlayarak aşkını tekrar tekrar ilan ediyordu.  Tomris Uyar, Edip Cansever için şunları söylemişti: “Sevgililik ya da aşk duygusu zamanla yara alabiliyor, örselenebiliyor, bitebiliyor. Bitmeyen tek aşkın gerçek ve lirik bir dostluk olduğunu Edip Cansever öğretti bana.” Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç Yağmurlar altında gördüm, kadeh tutarken gördüm de Bir kıyıya bakarken, bakarkenki ağlayan yüzünle Ve yarışırsa ancak Monet’nin Kadınlarına yaraşan giysilerinle Gördüm de Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç. ...  Mart ayında patlıcan, ağustosta karnıb...

Monet/Cahit Sıtkı Tarancı/Ezginin Günlüğü/Orhan Veli

Resim
Bugünkü sanat etkinliğini gemilere ayırdım.  Empresyonizm (izlenimcilik) akımının öncülerinden Cloude Monet'nin "boat lying at low tide" isimli tablosuna Cahit Sıtkı Tarancı'nın "batan gemi" isimli şiiri eşlik ediyor.  İnsanlar dalgasına tutulmuş bir gemiyim! Sağa sola sallanıp,bakın,çırpınıyorum; Fakat bilmem ki sarhoş onlar mıdır,ben miyim; İnsanlar dalgasına tutulmuş bir gemiyim! Deliklerim açıldı tazyikinden suların; Kudurmuş denizinde hakkın çırpınıyorum! Güverteyi yıkıyor çığlığı yolcuların. Kudurmuş denizinde hakkın çırpınıyorum! Gittikçe kabarıyor,amanın,bu dalgalar; Ufuk sise gömülü,ne gelen var ne giden. Kaptan imdat düdüğü durmadan çalar! Kaptan imdat düdüğü beyhude çalar! Ne zaman kara yüzü göreceğim,ne zaman! Bir ümit dağılıyor çıkan her nefesimden. Batacağım galiba bir limana varmadan! Ne zaman kara yüzü göreceğim,ne zaman. Bonus: Ezginin Günlüğün' den "ayrılış" şarkısı (Orhan Veli'nin şiiri) https://youtu.be/0zSK2p_7gGQ

Aziz Nesin/Bela de Kristo/Hümeyra

Resim
25 yıl önce bugün kaybettiğimiz Aziz Nesin'in hatırasına "piyano" isimli şiirini ve "şarkılarım" isimli şiirinden yapılmış besteyi Hümeyra'nın sesinden sunuyorum. Resim, Bela de Kristo isimli Macar sanatçı'nın 1966'da yaptığı "a quarte mains" (dört el) isimli tablosu.  Meraklıları "dört el ile piyano çalmak" bağlamında piyano düeti hakkında bilgi ve örnekler bulabilirler.   PİYANO Onsekiz yaşımla birlikte Bu  gece  kapındayız. Dinliyoruz Rüyanda çaldığın piyanoyu Camlardaki yağmur sesinden Sahibi olamadığın piyano Tıpkı benim olmadan Seni sevdiğim gibi Sen senin olmayan piyanonu çalarsın Ben benim olmayan seni dinlerim Ne güzel sesler yağıyor bu gece Hümeyra:  https://youtu.be/WpSo_E5ATYo İnsanlar gider şarkıları kalır / Şarkılar var uzun / Yüzyılları dolanır / Şarkılar var kısa / Söylendiği yerde kalır / Şarkılar var / Benim şarkılarım / Söyletmezler / içimde kalır…”

Klimt/Melih Cevdet Anday

Resim
Klimt'in alegorik "hayat ağacı" tablosuna Melih Cevdet Anday'ın "rahatı kaçan ağaç" şiiri eşlik ediyor.  Klimt’in 1909 yılında yaptığı bu muhteşem eseri aslında 3 parçadan oluşan 2x8 metrelik  bir friz.  Neredeyse bütün dinlerde var olan hayat ağacı ile doğum, yaşam, ölüm ve yeniden doğuş arasındaki bağlantıyı kurarken, kullandığı renkleri ve ayrıntıları dikkatle incelemek gerekir. Tablonun sağ tarafına baktığımızda, bir erkek ve bir kadının "the kiss" tablosundaki gibi sarıldığını görüyoruz. Sol tarafında ise mumya portrelerinden esinlenilerek resmedilmiş bir kadın durmakta. Ağacın dalları dönerek gökyüzüne uzanırken, hayatının içindeki  kaosu  ve aynı zamanda bu karmaşıklık içindeki düzeni ifade eder. Yine dallar yeraltından yeryüzüne kadar uzanarak, yeraltı-yeryüzü-cennet arasındaki ilişkiyi anlatıyor  Ağacın gövdesindeki siyah renkli kuş ölümün sembolü. Herşeyin bir başlangıcı ve sonu olduğunu düşündürüyor.  RAHATI KAÇAN AĞAÇ  Tanıdığım bir ağ...

Schiller/Beethoven/Klimt

Resim
Daha önce Klimt'in öpücük  tablosundan Cemal Süreya'nın şiirine, oradan Sezen Aksu'ya uzanmıştık. Bugün ise Schillerin şiirinden, Beethoven'e oradan Klimt'in tablosundaki başka bir öpücüğe varacağız. Schiller neşeye övgü şiirinde şöyle yazmış: Sen ey tanrılar alevi  Ey elizium kızı Biz mabedine gideriz Mest olmuş halde senin Adetin ayırdığı şeyler Hep sihirinde birleşir Daima kardeş olur   İnsanlar gölgende senin... Kardeş olun ey insanlar Bunu ister tanrımız.  Bu dünyada her şey geçer En son sana dost kalır. İnsanlığa Doğruluğa Göğsünü aç korkmadan . Hür doğmuştur insanoğlu Hür yaşamak hakkıdır... Beethoven bu şiiri 9.senfonisinin son bölümüne eklemiş ve  bir ilk gerçekleştirerek duymayan kulakları ile  klasik müziğe vokal dahil ederek İnsan sesinin kullanıldığı ilk klasik müzik eserini yaratmış. Beethoven'ın diğer bir ilki ise, Philips üretimi ilk cd'lerin hafıza kapasitelerine ilham olmasıdır. Kapasite belirlenirken, bestelenmiş en uzun parça olan bu ...

Gustav Klimt/Cemal Süreya/Sezen Aksu

Resim
Gustav Klimt çizmiş "the kiss" demiş, Cemal Süreya "sayım" isimli şiirinde öpücüklere boğmuş, Sezen Aksu da söylemiş. Yetmez mi bugünümüzü  aydınlatmaya bütün  bunlar?  SAYIM Ayışığında oturduk Bileğinden öptüm seni Sonra ayakta öptüm Dudağından öptüm seni Kapı aralığında öptüm Soluğundan öptüm seni Bahçede çocuklar vardı Çocuğundan öptüm seni Evime götürdüm yatağımda Kasığından öptüm seni Başka evlerde karşılaştık İliğinden öptüm seni En sonunda caddelere çıkardım Kaynağından öptüm seni https://youtu.be/q_gLybnREFM https://youtu.be/UKhEnNX1k6g

Munch/Metin Altıok/Behçet Aysan/Uğur Kaynar

Resim
      Resim: Edvard Munch, Katil, 1910 32 yıl önce 35 insanı yaktılar. Onlar sadece özgürlük, eşitlik, kardeşlik istiyorlardı. Onlar bunu sanatla, müzikle, tiyatro ve şiirle yapmak istiyorlardı. Buna karşı çıkan gericilikle, taassup ve bağnazlıkla  savaşmak yeminimizdir.   Merdivende üç şair Gün bitti lambayı hazırla; Işık kalmadı girecek odamıza Çek perdeleri sevdiceğim; Kanadı kırık bir akşam Zonkluyor durmadan dışarda. Metin Altıok Sen bugünden yarına Birazcık umut sakla değişen bir şey yok hiç ölüm hariç. aynı gökyüzü aynı keder. Behçet Aysan Yanıbaşımızda duran  küskün suratlar şakladı oysa, meskenimiz dardı, dumandı yerimiz. Sevdamız ise kuşatılmış köz yürekte umutlarca tığ, düşmanlarca toy bir amandı. Aman dedik aman tuttu ellerimiz... Uğur Kaynar

Van Gogh/Cemal Süreya/Don Mclean

Resim
Cemal Süreya'nın Dalga isimli şiiri ile Van Gogh'un  "the starry night" isimli 1889 yılında yaptığı tablo  yılın 2. yarısının ilk gününe  güzellik katsın.  Bulutu kestiler bulut üç parça Kanım yere aktı bulut üç parça İki gemiciynen Van Gogh’dan aşırılmış Bir kadının yüzü ha ha ha. Bir kadının yüzü avucum kadar İki gözümle gördüm vallahi billahi Yıldızlar vardı kafayı çekmiştim Bu kimin meyhanesi ha ha ha Bu Ali’nin meyhanesi bu da masa Bu ipi kimse için gezdirmiyorum Bir kere asılmıştım çocukluğumda Direkler gemideydi ha ha ha İki gemiciynen Van Gogh’dan aşırılmış Bir kadının yüzü kaçıyordu yetişemedim Ben ömrümde aşk nedir bilmedim Süheyla’yı saymazsak ha ha ha https://youtu.be/oxHnRfhDmrk Arles'de yattığı hastanenin bahçesinde çekilen fotoğrafım

Van Gogh/Bedri Rahmi Eyüboğlu

Resim
VAN GOGH KULAĞINI NEDEN KESTİ? Herkesin merak ettiği soru: Van Gogh kulağını neden kesti? Geçirdiği sinir krizi sonrasında başkasına değil kendine zarar verdi. Psikolojik sorunları olan ressam, zihin sağlığından endişe duymasına rağmen fiziksel sağlığını ihmal etti, düzgün beslenmedi ve aşırı alkol aldı. Gauguin ile arkadaşlığı, bir ustura ile yolunu kesmesi ve öfke nöbeti sonucu sol kulağının bir kısmını keserek yaralaması sonucu sona erdi. Ressamın, kestiği kulağını bir fahişeye verdiği biliniyor. “Dün gece Van Gogh'u gördüm rüyamda Ağlıyordu Gözünün üstünde bir pamuk Pamuktan kan sızıyordu Dün gece Van Gogh'u gördüm rüyamda Ağlıyordu Bir kulağını kesip arkadaşına götürmüştü Ama kulağı değil Gözleri kanıyordu.  Dün gece Van Gogh'u gördüm rüyamda Ağlıyordu.”

Van gogh/Selahattin Yolgiden

Resim
VAN GOGH yıldızların gölgelerini öpmek için yere düştükleri gece otların arasında bir ışık bulan avare, kaderin böyle yazıldı senin! bunca savaştan ve yıkımdan sonra meydandan geçen biri, asılmış insanlara bakarak, yaşadığına minnettar. bahçedeki mezar taşının etrafında oku geçmişini: o senin adın ne kadar ağladıysan o kadar yaşadın. yıldızların şereflendirdiği gece bir kara kedi gibi gelip sürtününce ayağıma esmer oldum ben de  arles’da cumartesi koro halinde şarkı söylüyor irili ufaklı bütün yıldızlar “eski kulağı kesiklerden van gogh’a selam bizi en iyi o hatırlar” Selahattin Yolgiden Resim: Kafe Terasta Gece, Vincent van Gogh'un 1888 yılında tuval üzerine yağlı boya ile yaptığı tablo Ressam, "Cafe Terrace'da Gece" tablosunda gökyüzündeki yıldızları cennetin çiçekleri olarak resmetmiştir. Van Gogh, hayatı boyunca gözünü ayırmaz gökyüzünden. O, resim sanatında astronomiye en çok ilgi duyan sanatçılar arasındadır. Camile Flammarion'un yayımladığı Astronomi dergis...

Melih Cevdet Anday/Rene Magritt

Resim
Çevremize ve dolayısıyla yaşadığımız dünyaya sahip çıkmak insanlık görevlerimizden biridir bence. Melih Cevdet Anday'ın dizeleri ve sütunlarımızdan birini hatırlatan güzel bir resim ile  güzel bir Pazar dilerim.  Düzenli Dünya Bayılırım şu düzenli dünyaya  Kışı yazı  Baharı güzü  Gecesi gündüzü sırayla.  Ağaçların kökü içerde  Bütün ağaçların kökü içerde  Dalların başı yukarda  İnsanların aklı başında  Bütün insanların aklı başında  Beş parmak yerli yerinde  Baş işaret orta yüzük serçe.  Diyelim kalksa da serçe  Orta parmağa doğru yürüse  Ne haddine !  Yahut akasyanın biri  Başını toprağa daldırdığı gibi  Bir gezintiye çıksa  Merhaba kestane, merhaba çam  Selâmün aleyküm, aleyküm selâm  Kimsin nesin nerelisin derken  Laf açılır mı bizim akasyanın kökünden  Bir uğultudur başlar rüzgârda  Kökü dışarda, kökü dışarda...  Yahut ne olur koca bir dağ  Baş aşağı gels...

Nazım Hikmet/Bansky

Resim
Büyük usta Nazım Hikmet. "Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında dünyayı çocuklara verelim kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi hiç değilse bir günlüğüne doysunlar dünyayı çocuklara verelim bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı çocuklar dünyayı alacak elimizden ölümsüz ağaçlar dikecekler." diyor" dünyayı verelim çocuklara"şiirinde.  Banksy’nin, uçan bir balonun arkasından bakan hüzünlü bir kız çocuğunu Londra’da Waterloo köprüsüne resmettiği stencil (şablonlu graffitti), 2017 yılında birinciliği, dün paylaştığım, uzun yıllardan bu yana ülkenin en sevilen tablosu John Constable’ın ‘The Hay Wain’ adlı eserinden  aldı. Bu arada “Banksy’nin aslında bir çöp” olduğunu söyleyenler de yok değil.  "Gerilla artist" olarak anılan ve çarpıcı duvar resimleriyle ünlenen, kimliği bilinmeyen sanatçı, çalışmalarında savaş karşıtı, çev...

Constable/Faruk Nafız Çamlıbel

Resim
İngilizlerin en  sevdiği ve en çok bildiği tablo yakın zamana kadar John Constable'ın  "the hay wain" (saman arabası) isimli pastoral tablosuydu. 1821 tarihli bu  eserinin baskıları, yapıldığı tarihten beri yapbozlarda, çikolata ve çay paketlerinde kullanılıyordu. İngiltere çapındaki oylamalarda herkesin favori eseri seçilen bu resim, iki bin kişinin katılımıyla yapılan yeni bir oylamayla bu sefer birinciliği başka bir esere kaptırdı.  Yarın birinciliği bu tablodan alan eser ve kim olduğu bilinmeyen  ressamının gizemli öyküsü var.  Tabloyla ilgili bilgilerin 4.41 dk süren  videosunu, zamanı olup izleyebilecekler   için ekledim.  https://youtu.be/9lEsn62CFNM Türk edebiyatında pastoral şiir deyince akla ilk gelecek şiirlerden biri Faruk Nafiz Çamlıbel'in Çoban Çeşmesi şiiridir.  Derinden derine ırmaklar ağlar,    Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,    Ey suyun sesinden anlayan bağlar,    Ne söyler şu dağa çoban ...

Ümit Yaşar Oğuzcan/Öykü

Resim
Bu güzel sarı güllere, Ümit Yaşar Oğuzcan'ın bu güzel şiiri ve Öykü Torun'un seslendirmesi yakışır.  Gülleri sarı severim, toprağı ıslak. Türküleri yanık, şiirleri hoyrat! Havayı nemsiz, çayı demsiz … Bir seni olduğun gibi, bir seni herşeye rağmen. Bir seni, hala ....

Çallı Kuşağı/Hoca Ali Rıza/Bedri Rahmi Eyüboğlu

Resim
Empresyonizm  yani izlenimcilik akımı Türk resim sanatına yaklaşık 40 yıl sonra Çallı Kuşağı ile girmeye başlamıştır. Buna rağmen izlenimcilik anlayışı Çallı Kuşağından  önce  Halil Paşa ve  Hoca Ali Rıza ’nın resimlerinde de görülmüştür. Celal Esat Arseven,  Halil Paşa için; “İzlenimci teknik ile resim yapan ilk Türk ressamıdır. Özellikle boğazdaki yalıların denize yansımalarını; Maltepe ve Bostancı sahillerinin güneşli kayalıklarını resmetmekte gösterdiği kudret takdire şayandır” diye ifade eder. Hoca Ali Rıza ise Manet gibi doğayı en büyük hoca kabul etmiş, resimlerini Haliç’in ve İstanbul’un sırtlarından doğayı izleyerek yapmıştır.  1914 kuşağı ya da Çallı Kuşağı olarak sanat tarihimize geçen sanatçı grubunun ressamları olan Ali Sami Boyar, Hikmet Onat, İbrahim Çallı, Ali Cemal, Namık İsmail, Nazmi Ziya Güran, Feyhaman Duran, Hüseyin Avni Lifij  gibi ressamlar izlenimcilik anlayışını sürdüren ressamlar oldular.  Çallı Kuşağı "Türk izlenimciler...

İbrahim Fırtına/Bedri Rahmi Eyüboğlu/Öykü Torun

Resim
Sözcü gazetesinde, Soner Yalçın'ın köşe yazısından duyurduğu İbrahim Fırtına Paşanın yazdığı "alçalmadan yükselenler" kitabını gördüm. Türk Ordusu'nda “tek adamlığın”  neye yol açtığına nitelikli bir yanıt olduğunu ve “müttefikimiz” ABD'nin yararımıza olan tek hamlesini gösteremezsiniz diye tanıttığı bu kitabın kapağındaki resmin  Bedri Rahmi Eyüboğlu'na ait olduğunu ve bu resmin yıllardır Hava Kuvvetleri Komutanlarının makam odasında asılı olduğunu yazmıştı. Bu büyük şairin büyük de bir ressam olduğunu biliyordum ama açıkçası bu resmin ona ait olduğunu bilmiyordum.  Bu durumda bugün bu resmi ve bu en sevdiğim şairlerin başında gelen Bedri Rahmi'nin "karadut" şiirini paylaşmak farz oldu. Seslendiren  Öykü Torun. Bonus olarak da şiirin öyküsünü anlatan video ve şarkısı. https://youtu.be/11CNhiO4Kmg Karadutum, çatal karam, çingenem Nar tanem, nur tanem, bir tanem Agaç isem dalımsın salkım saçak Petek isem balımsın a gülüm Günahımsın, vebalimsin.  D...

‎Matisse/Turgut Uyar

Resim
Turgut Uyar'ın şiirinden kısa bir bölümüne, Matisse'nin "dans" isimli resmi eşlik ediyor. Fovizm akımının öncülerinden Matisse, sadece 3 parlak renk kullanır. Yeşil yeryüzünü, mavi gökyüzünü ve kırmızı insanları sembolize eder.  Ben ömrüm oldukça bıkmadan Güzelliği ve kardeşliği söyleyeceğim. Taa mağaralardan bana uzanan zinciri Benden sonrakine ekleyeceğim.  Bir ateş yakıp bir yüce dağın başına Ses edip duracağım dört yönüme  Güneyden, kuzeyden, batıdan  Bir gün aşk içinde çayır çayır bir güzel karaltıdan Ya kurtlardan, ya kuşlardan  Ya da dörtnala koşup gelen çetin yokuşlardan Al kısraklar üstünde haberciler bekleyeceğim.

Ohtsu/Sakura/Turgut Uyar

Resim
Sakura ağacı Japonların yaşam için  metafor kaynağı olan bir ağaçtır Sakura. Kısacık bir süre canlı kalır. Bu sürede insanların hayatına güzellik katar ama daha solmadan en güzel haliyle ölüverir. Yani yaşam ve ölüm düalizminin temsilcisidir. Hem hayatın başlangıcını yani baharı müjdeler, hem de kaçınılmaz sonunu simgeler. BAHAR İÇİN DEDİĞİM  Millet bahara övgüler yazadursun Yeşiller çizedursun, allar çizedursun "Tut elimi, yum gözünü, aç gözünü Ne Hintte; ne Çindeyiz Bir ben, bir dilenci, bir köprü, bir sabah Işıl ışıl bir bahar içindeyiz..." Turgut Uyar Resim: Kazuyuki Ohtsu, Cherry Trees

Caillebotte/Ülkü Tamer

Resim
Gustave Caillebotte'in 1875'de yaptığı  "the floor scrapers" isimli tablosu ve Ülkü Tamer'in  "yürekteki büyükbabadır şiir" mısrasını yüreklere kazıdığı şiiri.  Ülkü Tamer  Şiir için Cevaplar 1 şiir gecenin kardeşidir, gündüzün annesi. yürekteki büyükbabadır şiir. 2 şiir örümceğin sesidir, duvarın şarkısı. duvarcının türküsüdür şiir. 3 şiir yağmurun deresidir, saç diplerinin teri. teknelerin taze sancağıdır şiir. 4 şiir afişlerin çerçevesidir, harflerin çizgisi. çıngırağın içindeki madendir şiir. 5 şiir kamyonetlerin mavisidir, kamyonların yiğitliği. faytonların yazılmamış tarihidir şiir. 6 şiir bakracın çeşmesidir, kuyunun yolcusu. kaynağın bekçisidir şiir. 7 şiir cambazların dengesidir, hokkabazların seyircisi. sihirbazların rüyasıdır şiir. 8 şiir üzümün güneşidir, elmanın kurdu. böğürtlenlerin tozudur şiir. 9 şiir gümüşün simgesidir, çeliğin yapılışı. kurşunun çıkışıdır şiir. 10 şiir çitlerin dikenidir, tarlanın sürülmesi. rençberin dalgınlığıdır şiir...

Atilla İlhan/Ben sana mecburum/Öykü Torun

Resim
    Bu şiir böyle mi güzel okunur! Atilla İlhan duysa yüreğine dokunur.  https://www.milliyet.com.tr/attila-ilhan-biz-sana-mecburuz-sen-yoksun--molatik-15790/  

Kirshner/Asaf Halet Çelebi

Resim
Asaf Halet Çelebi’nin dizeleriyle,  “görünen her şey ben oldum ve her şey beni gören göz oldu  ve ben görünmez oldum” Gözler yaşamın aynasıdır! O aynadan yansıyan güzellikleri görmek dileğiyle..  Resim: Ernst Ludwig Kirshner Women before the mirror 1902

Rodin/Muhyiddin Abdal/Fazıl Say

Resim
Hep şiir ve resim olacak değil ya, bazen de  heykel ve müzik olmalı.  Auguste Rodin’in The Old Courtesan isimli heykeli'ne Fazıl Say'dan "insan insan" eşlik ediyor. İnsan insan derler idi İnsan nedir şimdi bildim Can can deyü söylerlerdi Ben can nedir şimdi bildim Muhyiddin eder hâk kadir Görünür herşeyde hâzir Ayan nedir pinhan nedir Nişan nedir şimdi bildim İnsan insan derler idi İnsan nedir şimdi bildim Can can deyü söylerlerdi Ben can nedir şimdi bildim Muhyiddin eder hâk kadir Görünür her şeyde hâzir Ayan nedir pinhan nedir Nişan nedir şimdi bildim Kendisinde buldu bulan Bulmadı taşrada kalan Canların kalbinde olan İnanç nedir şimdi bildim Muhyiddin eder hâk kadir Görünür herşeyde hâzir Ayan nedir pinhan nedir Nişan nedir şimdi bildim https://youtu.be/53angzfvABw

Barrios/Özdemir Asaf/Güvenç Dağüstün

Resim
Venezuella'lı sanatçı Armando Barrios 'dan bir tablo ve Özdemir Asaf' ın "müzik için övgü" şiirine Güvenç Dağüstün "gel ey seher" diyerek eşlik ediyor.  Müzik İçin Övgü - Özdemir Asaf   " Bir insan topluluğunun nasıl yönetildiğini anlamak isterseniz onun müziğine bakın..." Konfüçyüs Yeni sözler demeye geldim yeni seslerle Bağırmalarla değil, canımdan nefeslerle.. Sana kalacak ne var dersen, anlamı derim; Susmalarında bile bulur seni seslerle. https://youtu.be/PQwabi10xpU

‎Gauguin/Vitray/Yolgiden

Resim
Paul Gauguin'in  Day of the Gods tablosu ve yıllar önce tarafımdan yapılmış vitrayını Selahattin Yolgiden'in Gauguin şiiri ile sunuyorum.  bir sepet üzüm avludaki el arabasında etrafında bir grup meraklı zenci zencilerin en gencinin bir asma çöpü var ağzında buradan bakarsan göreceksin ayaları aşağıya dönük kadın ellerine çekiyor tüm ırmakların suyunu kızlar ağladığında kapanıyor kapılar bir eriğin yukarıya kıvrılıyor dalları yaz, kalpleri döllüyor kokusuyla  

Sekoto/Edip Harabi/Erkan Oğur

Resim
Gerard Sekoto'nun  "The wine drinker" (1945) isimli tablosuna,   son dönem Bektaşi şairlerinden Edip Harabi'nin  "Ey Zahit Şaraba Eyle İhtiram" isimli şiiri ve Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu'nun yorumu eşlik ediyor.  Ey zahit şaraba eyle ihtiram İnsan ol cihanda bu dünya fani Ehline helâl dir na ehle haram Biz içeriz bize yoktur vebali  Sevap almak için içeriz şarap İçmesek oluruz duçar-ı azap Senin aklın ermez bu başka hesap Meyhanede bulduk biz bu kemâli  Kandil geceleri kandil oluruz Kandilin içinde fitil oluruz Hâkkı göstermeye delil oluruz Fakat kör olanlar görmez bu hali  Sen münkirsin sana haram dır bade Bekle ki içesin öbür dünyada Bahs açma Harabi bundan ziyade Çünkü bilmez haram ile helâli Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu yorumu:  https://youtu.be/Zlwe-mzDbVc

Babalar günü/Phoebus/Haydar Ergülen/Özdemir Asaf/Turgut Uyar

Resim
Babalar gününe çok yakışan üç güzel baba şiirine Alexandru Phoebus'un 1932 yapımı "worker" tablosu eşlik ediyor.  Haydar Ergülen' den “Sen, olgun kavun ! Ben, delikanlı peynir ! Hemhal olur söyleşirdik. Genç babam, gencecik babam.” Özdemir Asaf 'tan “Babamın öldüğünde aylardan Hazirandı, O elli dördündeydi, ben yedi. Bir ışık söndüğünde yol yandı. O kedi bunları nasıl da bildi.” Turgut Uyar 'dan “Her akşam nerden baksan yine de bir eksiği doldurur Babalar geri çekilir, anneler onlara teslim olur Saçlarımı hep kestim tutacak kadar kalmasın dedim Çünkü bir başkaldırma ancak saçlarından tutulur Gölleri bölümlediler ve sonra suya gittiler çoğu Babalar hep perşembe, anneler hep cuma olur…”

Munch/Nazım Hikmet/Öykü

Resim
Edvard Munch'un "melancholy" tablosu eşliğinde Nazım Hikmet'in Bulut mu Olsam şiirini Öykü Torun seslendiriyor.  Denizin üstünde ala bulut yüzünde gümüş gemi içinde sarı balık dibinde mavi yosun kıyıda bir çıplak adam durmuş düşünür. Bulut mu olsam, gemi mi yoksa? Balık mı olsam, yosun mu yoksa?.. Ne o, ne o, ne o. Deniz olunmalı, oğlum, bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.

Arvind Kolapkar/Özdemir Asaf/Öykü Torun

Resim
Hintli ressam Arvind Kolapkar'ın bu renkli tablosuna eşlik eden Özdemir Asaf'ın bu güzel şiirini  Öykü Torun seslendiriyor.  Ben sana hep üşüyordum,  Çünkü kıştım. Nakıştım, bakıştım. İnkar etmiyorum da bunu, Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım. Ve lütfen  inkar etme ; Sana en çok ben yakıştım.