Aeneas 03/Birinci Kitap/Hesiodos/Jupiter/Anchises/Venüs/William Blake/Annibale Carrachi/Ovidius/Ascanius/Lady Gaga
Bu yazılarla sizi bolca mitolojiyle maruz bırakacağım.
Bugün Aeneas ve ailesini tanıyalım.Aeneas'ın annesi Tanrıça Venüs, babası Truva kralının oğlu Anchises'tir. Yani yarı tanrı yarı kral soyundandır.
Roma mitolojisinde, aşkın ve güzelliğin koruyucusu olan tanrıça Venüs'ün doğuşunu Hesiodos, "Theogonia" (Tanrıların doğuşu) adlı eserinde şöyle anlatıyor:
"Ak çeliğin kestiği hayalarına gelince,
Dalgalı denize atar atmaz onları.
Gittiler engine doğru uzun zaman,
Ak köpükler çıkıyordu tanrısal uzuvdan.
Bir kız türeyiverdi, bu ak köpükten,
Önce kutsal Kythera’ya uğradı bu kız.
Oradan da denizle çevrili Kıbrıs’a gitti,
Orada karaya çıktı güzeller güzeli tanrıça,
Yürüdükçe yeşil çimenler fışkırıyordu
Narin ayaklarının bastığı yerden.
Aphrodite dediler ona tanrılar ve İnsanlar,
Bir köpükten doğmuş olduğu için."
Botticelli "Venüs'ün doğuşu" (The birth of Venüs) tablosunu bu öyküden ilham alarak yapmıştır. Tablonun ayrıntılı açıklamasını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.
https://www.sanatabasla.com/
Resimde Amor (Eros) ile birlikte gördüğünüz Venüs, Jupiter'in Amor'u kandırıp okuyla vurmasıyla İda dağında gördüğü Anchises'e aşık olur ve ondan hamile kalır.
Homeros, İlyada'da çok kısa bahseder (2.kitap, 819-821) bu olaydan:
"Dardanie'lilerin başında Aineias var, Ankhises'in oğlu,
tanrısal Aphrodite doğurdu onu Ankhises'ten;
bakmadı tanrıçalığına, birleşti İda eteklerinde bir ölümlüyle."
Venüs, Anchises'e Aeneas isimli kahraman bir oğlunun olacağını müjdeler ama kimseye duyurmamasını ister. Eğer duyarsa, Jupiter onu yıldırımıyla vuracaktır. Nitekim buna uymayan Anchises Jupiter'in yıldırımına çarpılır ve kör (ya da kötürüm) olur. Bernini'nin heykel detayında göreceğiniz gibi Aeneas'ın, kaçarken babasını sırtında taşıması bundandır.
William Blake'in 1890 yılında yaptığı "Venüs ve Anchises" tablosunda
Venüs'ün gelişini, baharın gelişi ile sembolize etmiştir. Çiçekler ve güvercinlerin arasında Anchises'i görmek neredeyse imkansızdır. Bu nedenle resmin ışığını bir de açarak ekledim.
Annibale Carrachi'nin (1560-1609) Roma'da Farnese galerisinde bulunan
"Venus and Anchises" isimli frenski bir aşk tablosudur. Vergileus'un
Eclogues'de söylediği gibi aşkın gücü herşeye yeter. "Aşk herşeyi fetheder" (Omnia vincit amor) ve sağdaki madalyonda görüldüğü gibi aşk tanrısı Pan'ı yener.
Publius Ovidius Naso'nun (MÖ 43-MS 17) "Dönüşümler" (Metamorphoses) kitabında da ayrıntısıyla anlatılır Aeneas ve ailesinin öyküleri; İsmet Zeki Eyüboğlu'nun çevirisiyle ve şöyle biter kitap:
"Göçtüğü yerde. göklere; dinleyin uzaktan övgülerimi,
Bir yapıt koydum ortaya, ne ateş, ne kılıç
Yıpratabilir onu, ne uzun süre, uzayan yıllar,
Ne de Jupiter'in öfkesi dokunabilir. Gelen çağ
Ölümlü gövdeler üzerinde sürdürür etkisini,
Güvensiz bir yaşam için vererek son yargısını.
Ne şiirimin kılına dokunabilir zaman, ne benim
Yüce yıldızların üzerinden aşan ölümsüz adıma.
Yayılacak Roma'nın gücü gibi tüm yeryüzüne,
Egemenlik altına giren ülkelere. okuyacak şiirimi
Bütün uluslar dilden dile, benden etkin ozan
Çıkmadığı süre, yaşar adım, en uzak geleceğe kalının.
Aeneas'ın oğlu Ascanius'dur soyunu devam ettirip Roma'yı kuracak ve Julius adını alacaktır. Julius Caeser’ın aile isminin de Julius olması bu tanrısal gücü yanına almasındandır.
Dante'nin İlahi Komedya'sında Virgilleus kendini,
"Sezar zamanında doğdum;
İyi Augustus zamanında Roma‘da yaşadım,
Mevsim, yalan Tanrılar zamanıydı. Şairdim, Anchises'in oğlunu anlattım.
İlyum’ un gururu ateşe verilince, Truva'dan geleni…" diyerek tanıtır.
Yani Cumhuriyetin yıkılıp İmparatorluğun kurulmasına şahit olmuş, hem Sezar devrini, onun suikasta uğramasını, (MÖ 44) hem de onun yeğeni ve varisi olan Augustus’un imparator oluşunu, MÖ 27 yılında Roma İmparatorluğunun kuruluşunu görmüş.
Roma’ya görkemli bir tarih ve parlak bir gelecek yazmış eserinde.
Bu yönüyle Aeneas destanının edebi değerinin yanında siyasi bir amacı da var diyebiliriz.
Truva'dan başlayan Roma tarihinin Amerika'ya da ilham verdiğini, Senato, Capitol gibi binaları ve mühürlerinde, paralarında kullandıkları latince sözlerle bir yerde Roma imparatorluğunu taklit ettiklerini söyleyebiliriz. Adını Roma'daki Jüpiter tapınağının bulunduğu Capitoline tepesinden alan Amerikan Kongre Binası, Neo-Klasik mimarinin güzel bir örneği olup, yapının iç kısmında Roma tasarımlarından etkilenen freskler, duvar resimleri ve heykeller mevcuttur.
Homeros, İlyada'da çok kısa bahseder (2.kitap, 819-821) bu olaydan:
"Dardanie'lilerin başında Aineias var, Ankhises'in oğlu,
tanrısal Aphrodite doğurdu onu Ankhises'ten;
bakmadı tanrıçalığına, birleşti İda eteklerinde bir ölümlüyle."
Venüs, Anchises'e Aeneas isimli kahraman bir oğlunun olacağını müjdeler ama kimseye duyurmamasını ister. Eğer duyarsa, Jupiter onu yıldırımıyla vuracaktır. Nitekim buna uymayan Anchises Jupiter'in yıldırımına çarpılır ve kör (ya da kötürüm) olur. Bernini'nin heykel detayında göreceğiniz gibi Aeneas'ın, kaçarken babasını sırtında taşıması bundandır.
William Blake'in 1890 yılında yaptığı "Venüs ve Anchises" tablosunda
Venüs'ün gelişini, baharın gelişi ile sembolize etmiştir. Çiçekler ve güvercinlerin arasında Anchises'i görmek neredeyse imkansızdır. Bu nedenle resmin ışığını bir de açarak ekledim.
Annibale Carrachi'nin (1560-1609) Roma'da Farnese galerisinde bulunan
"Venus and Anchises" isimli frenski bir aşk tablosudur. Vergileus'un
Eclogues'de söylediği gibi aşkın gücü herşeye yeter. "Aşk herşeyi fetheder" (Omnia vincit amor) ve sağdaki madalyonda görüldüğü gibi aşk tanrısı Pan'ı yener.
Publius Ovidius Naso'nun (MÖ 43-MS 17) "Dönüşümler" (Metamorphoses) kitabında da ayrıntısıyla anlatılır Aeneas ve ailesinin öyküleri; İsmet Zeki Eyüboğlu'nun çevirisiyle ve şöyle biter kitap:
"Göçtüğü yerde. göklere; dinleyin uzaktan övgülerimi,
Bir yapıt koydum ortaya, ne ateş, ne kılıç
Yıpratabilir onu, ne uzun süre, uzayan yıllar,
Ne de Jupiter'in öfkesi dokunabilir. Gelen çağ
Ölümlü gövdeler üzerinde sürdürür etkisini,
Güvensiz bir yaşam için vererek son yargısını.
Ne şiirimin kılına dokunabilir zaman, ne benim
Yüce yıldızların üzerinden aşan ölümsüz adıma.
Yayılacak Roma'nın gücü gibi tüm yeryüzüne,
Egemenlik altına giren ülkelere. okuyacak şiirimi
Bütün uluslar dilden dile, benden etkin ozan
Çıkmadığı süre, yaşar adım, en uzak geleceğe kalının.
Aeneas'ın oğlu Ascanius'dur soyunu devam ettirip Roma'yı kuracak ve Julius adını alacaktır. Julius Caeser’ın aile isminin de Julius olması bu tanrısal gücü yanına almasındandır.
Dante'nin İlahi Komedya'sında Virgilleus kendini,
"Sezar zamanında doğdum;
İyi Augustus zamanında Roma‘da yaşadım,
Mevsim, yalan Tanrılar zamanıydı. Şairdim, Anchises'in oğlunu anlattım.
İlyum’ un gururu ateşe verilince, Truva'dan geleni…" diyerek tanıtır.
Yani Cumhuriyetin yıkılıp İmparatorluğun kurulmasına şahit olmuş, hem Sezar devrini, onun suikasta uğramasını, (MÖ 44) hem de onun yeğeni ve varisi olan Augustus’un imparator oluşunu, MÖ 27 yılında Roma İmparatorluğunun kuruluşunu görmüş.
Roma’ya görkemli bir tarih ve parlak bir gelecek yazmış eserinde.
Bu yönüyle Aeneas destanının edebi değerinin yanında siyasi bir amacı da var diyebiliriz.
Truva'dan başlayan Roma tarihinin Amerika'ya da ilham verdiğini, Senato, Capitol gibi binaları ve mühürlerinde, paralarında kullandıkları latince sözlerle bir yerde Roma imparatorluğunu taklit ettiklerini söyleyebiliriz. Adını Roma'daki Jüpiter tapınağının bulunduğu Capitoline tepesinden alan Amerikan Kongre Binası, Neo-Klasik mimarinin güzel bir örneği olup, yapının iç kısmında Roma tasarımlarından etkilenen freskler, duvar resimleri ve heykeller mevcuttur.
Aeneas'ın ilk eşi Kreusa Anadolu’yu, ikinci eşi Dido Afrika’yı, üçüncü eşi Latin Kralı’nın kızı Lavinya Avrupa’yı yani hepsi birlikte kurulacak Roma İmparatorluğunu temsil eder.
Venüs, oğlu Aeneas'a bu yolculukta yardımcı olurken, Venüs’ü kıskanan Jupiter’in diğer eşi Juno ise ona mâni olmaya çalışır. Aeneas’ın görevi Roma’yı kurmaktır.
Destanın 1. kitabı 1-11. mısralar ile şöyle başlar:
"Bir yiğit'in savaşlarıdır anlattığım, Troya'dan
İlkin İtalya'ya, Lavinum kıyılarına yazgının
Gönderdiği. Nice yıllar süresince azgın Juno' nun
Kışkırttığı tanrılarla uğraşmış denizde, karada
Nice yıllar savaşmış, bir kent kurmuş güçlükle
Yerleştirmiş Latin tanrılarını, tapımı Bunlardır Latin soyunun, Roma'nın, Alplilerin ataları.
Anımsa söyle bana nedenlerini bunun ey "musa"
Nedir azdıran, böyle kızdıran tanrıçalar ecesini
O yiğiti sıkıntılara sokan, yoran, yıpratan Nedir göksel varlıklarda bu öfke, bu hınç?"
Yazıyı Lady Gaga'dan "Venüs" şarkısı ile süsleyerek bitiyorum. KSS
https://youtu.be/nP3ctBs3510
Yorumlar
Yorum Gönder