Mür ağacı/Myrrha/Sezen Aksu/Ovidius/Dante/Gustav Dore/Luigi Garzi/Franceschini/Titian/Andrea Mantegna/Müneccim Krallar/Özay Gönlüm
Bu pazar gününde, ilginç mitolojik öyküsü ve dini temalardaki yeriyle Mür ağacını paylaştım. Böylece 11 hafta sonu süren, 22 ağaçlık seriyi, 2020 yılı ile birlikte noktalıyoruz.
Önümüzdeki yıl, Dante'nin İlahi Komedya'sı kadar önemli bir eser ile yine başınızı şişirmeye devam edeceğim.
Sezen Aksu'nun "Davet" isimli şarkısında:
"tutuşan tenime
zülüflerini sür,
asi, hırçın, hür,
arka bahçelerde dişlediğim mür
gel çıplak ve hür."
diyerek muhtemelen hiç tatmadan, uyak yaptığı "Mür" sözcüğü, acımsı anlamına gelen Arapça "Murr" sözcüğünden gelir.Türkiye’de yaygın olarak “Mürsafi” adı kullanılır.
Latince ismi "Commiphora Myrrha" olan Mür ağacı, 5 metreye kadar uzayabilen, az yapraklı, bükülmüş, garip şekilli bir çöl ağacıdır. Yemen, Somali, Suudi Arabistan ve Etyopya gibi Afrika ülkelerinde bulunmaktadır.
Eski Mısır'da cenaze törenlerinde ve mumyalamada kullanılmıştır.
Mür ağacı ile ilgili ayrıntılı bilgi için aşağıdaki linke bakılabilir.
http://apelasyon.com/Yazi/838-
Mür ağacı hakkında birçok mit ve efsane bulunur. Bunların en bilineni Yunan mitolojisindeki, Adonis’in, güzelliği ile çok övünüp Afrodit'i kızdıran, annesinin öyküsüdür.
Suriye/Kıbrıs Kralı Kinyras’ın kızı Myrrha (Smyrna), saygısızlığına kızan Afrodit’in yaptığı büyü ile babasına aşık olup onunla 12 gece geçirir ve hamile kalır. Büyünün etkisi geçince gerçeği farkeden Kral Kinyras, kızını öldürmek ister. Myrrha, kaçarak
tanrılardan yardım ister ve görünmez olmayı diler. Tanrılar Myrrha’ya acır ve onu mür ağacına çevirir. Efsaneye göre mür ağacının reçinesi kralın güzel kızı Myrrha’nın gözyaşlarıdır. Dokuz ay sonra çatlayan mür ağacının kabukları arasından yakışıklılığın simgesi olan Adonis doğar.
Ovidius'un "Dönüşümler"
(Metamorphosis) kitabının 10. Bölüm, 488-502.mısralarında
İsmet Zeki Eyüboğlu'nun çevirisiyle
şöyle anlatılır bu mitolojik efsane:
"Bir tanrı, son isteğini yerine getirmekte yardım
Etti ona. Konuşurken toprağa dönüştü belden aşağı,
Yarılan tırnaklan kök oluverdi, dik gövdesi kütük,
Kemikler odunlaşmış, içinde sinirler olduğu gibi,
Kan özsuya, yaygın dallara dönüşmüş kollar,
Parmaklar ince dallara, deri kaskatı kabuğa.
Yüklü dölyatağı gelişen bir ağaç gövdesi olup
Örttü göğüslerini, boynunu gizlemeye koyuldu, çok
Beklemedi Myrrha gelişen ağaca karşın oturdu,
Gizledi yüzünü kabukların altında. Yitti gövdesi
Gibi bilinci de, ağladı, sıcak damlalar düştü
Ağaçtan. Çok değerlidir o gözyaşları, ağaçtan
Damlayan, bir de Myrrha, onun adından gelir bu
Ağaç, öyle anılır çağlar boyunca mür ağacı diye."
Gustav Dore'nin ilüstrasyonunda görüldüğü gibi, Dante, uygunsuz ilişkisi nedeniyle Myrrha'yı cehenneme göndermiştir. Cehennem XXX. Kanto 37-41. mısralarında Myrrha'yı şöyle tanıtır:
"Dedi ki: ‘Sevda yasalarını çiğneyen,
babasının koynuna giren
ahlaksız Myrrha’nın eski ruhu bu.
Başka birinin kimliğine girdi,
babasıyla öyle günah işledi."
1500-1700 yılları arasında bu konuyla ilgili çok sayıda tablo yapılmasına rağmen daha sonra ensest ilişki öyküsü nedeniyle koyu dindar Hristiyanların tepkisini çektiğinden vazgeçilmiştir.
İtalyan ressam Luigi Garzi (1638-1721) "Myrrha'nın dönüşümü ve Adonis'in doğumu" (The Birth of Adonis and Transformation of Myrrha) isimli tablosunda bu mitolojik öyküyü canlandırmıştır.
Marcantonio Franceschini ise (1648–1729), "Adonisin Doğuşu"nun iki versiyonunu çizmiştir. Şimdi Almanya'da olan ve 1690 da bitirdiği ilk tablodan sonra, 1709'da bitirdiği ikinci versiyonunda aynı kompozisyonun dikey versiyonunu düzenlemiştir. Şimdi Viena'da olan bu tabloda Diana, Adonis'i sütninesi Venüs'e verirken görülüyor.
Titian ya da tam adıyla Tiziano Vecellio isimli İtalyan ressamın (1490-1576) meşhur "Venus ve Adonis" isimli tablosunda anlatıldığı gibi büyüdüğünde Persephone ve Afrodit'in aşkı arasında kalmıştır.
Sonunda Artemis'in kurbanı olan Adonis'in akan kanından da Anemon çiçekleri çıkmıştır. Mür ağacına dönüşen Myrrha'nın yakışıklı oğlu Adonis'in başına gelenlerin devam öyküsü aşağıdaki linkte.
https://onedio.com/haber/iki-
Mür ağacının gövdesi kesilerek elde edilen reçinesine "Mür sakızı" denir ve çok aromatiktir. "Christian Dior Eau Sauvage Parfum for men" ve bazı başka parfümlerde kokusuna erişmek mümkündür.
Yüzyıllardır tütsü ve tedavi edici bir madde olarak tanınan "Mür" , tarihi ve dini hikayelerde ayrıntılı bir yer edinerek, ağacı kadar meşhur olmuştur.
İncilde, "İsa’yı Golgota, yani kafatası denilen yere götürdüler. Ona mürle karışık şarap vermek istediler; ama içmedi." şeklinde bahsedilir.
Andrea Mantegna’nın (1495-1505) "Müneccim Kralların Tapınması isimli tablosunda gördüğünüz gibi,
Hristiyanların çoğu mürü "Üç Aziz Kral" ya da "Müneccim Krallar"ın Hz.İsa’ya götürdükleri hediyelerden biri olarak bilir. Sadece Matta İncil'inin birkaç satırında yer alan bu efsanede bebek İsa'ya tapınmak için giden Baltazar, Gaspar ve Melkior isimli üç müneccim kralın sunduğu kıymetli hediyelerden biri mürdür.
Rönesan döneminde "Müneccimlerin Tapınması" adıyla pek çok yağlı boya tablo yapılmıştır. Leonardo da Vinci, Bruegel, Botticelli, Rubens gibi ünlü ressamların tablolarının yanı sıra Kariye Müzesi'nde de muhtemelen artık üstü sıvanmış, "Müneccimlerin Tapınması" adlı bir mozaik bulunmaktadır.
Bu eserlerde 3 kıtayı temsil eden (Avrupa, Asya, Afrika) 3 farklı yaştan ve ırktan kralın, 3 farklı hediye (altın, buhur, mür) sunuyor olması kardeşliğin evrenselliğine güzel bir vurgu olabilir.
Google Literatüründe Mür ağacı ile mersin (Murt) ağacının çokça iç içe geçtiğini ve bu mitolojik öykünün Mersin ağacı için de söylendiğini gördüm. Ancak ikisinin aynı ağaç olmadığını, çok farklı gruplardan iki ağaç olduğunu belirtmekte fayda var.
Bu ayrımı vurgulamak için yazının sonuna Özay Gönlüm'ü sevgi ve saygıyla anarak "Evlerinin önü Mersin" türküsünü ekledim.
https://youtu.be/3YYN2Lu3EiM
Yorumlar
Yorum Gönder