Kayıtlar

Ekim, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sedir ağacı/Lübnan/Tamer Ayan/Sezen Aksu

Resim
  Zeytin gibi Sedir ağacı da kutsal kitaplarda çokça söz edilen ağaçlardandır. Sadece  İncilde 103 kere bahsedilmektedir. Pazar gününe özel  bir yazı hazırladım. İyi okumalar.   Çamgillerdendir ama çama benzemez. Gölgeyi sevmez, ışık ağacıdır.  Görkemli, gösterişli, büyük ağaçlardandır.  İri gövdeli ve kalın dallı olması nedeniyle  inşaatta ahşap işleri için kullanılır.  Dayanıklılığın ya da sonsuzluğun bir simgesi olarak benimsenmiştir.  Kısa sürgünler üzerinde 15-20 iğne yaprak püskül gibi bir aradadır. Kozalakları fıçı biçimindedir.  Lübnan'ın bayrağında ve parasında yer alacak kadar değer verilen bir ağaçtır.  Bilim ve gelecek dergisinden linkini kopyaladığım  "Erkek tanrıların ağacı: Sedir" isimli yazı bu konuda bir çok literatür veren  kapsamlı bir yazı.  https://bilimvegelecek.com.tr/ index.php/2011/04/01/erkek- tanrilarin-agaci-sedir/ Sedir ağacı, ne gövdesi ne de kökü çürümediğinden sonsuzluğun sembolü kabul ...

Zeytin ağacı /Van Gogh/Artun Ünsal/Bedri Rahmi Eyüboğlu

Resim
  Bu Cumartesi gününde  konumuz,   "Bütün ağaçların ilki" olan Zeytin ağacı.  Zeytin ağacının insanlık tarihindeki yeri 40 bin yıl öncesine dayanıyor. Dolayısıyla tüm kutsal kitaplarda ve yaradılış efsanelerinde yer almıştır.  Artun Ünsal'ın "Ölmez ağacın peşinde"isimli kitabının arka kapağında  şu efsane anlatılmış: “Efsaneye göre, Havva ile birlikte cennetten yeryüzüne kovulan Âdem 930 yaşındayken öleceğini hisseder ve Tanrı’dan kendisini ve dolayısıyla tüm insanlığı bağışlamasını dilemeye karar verir. Bu amaçla oğlu Zit’i Cennet Bahçesi’ne gönderir. Bahçenin bekçiliğini yapan melek, Zit’in duası üzerine İyi-Kötü Ağacı’ndan aldığı üç tohumu ona verir ve öldükten sonra babasının ağzına koyup öyle gömmesini söyler. Âdem ölür ve Tabor Dağı yakınında Hebron Vadisi’ne gömülür. Âdem’in ağzında yeşeren ve kök salan üç tohumdan Akdeniz ikliminin simgesi üç ağaç filiz verir: Zeytin, sedir ve servi...” Akdeniz efsanelerinde adı Ölmez Ağaç ya da Hayat Ağacı olarak g...

Cumhuriyet/Can Yücel/Atatürk

Resim
  Avusturyalı Vilhelm Victor Krausz'un 1916'da  yaptığı  Mustafa Kemal'in bilinen  ilk portresi ve  Can Yücel'in "Yaşasın Cumhuriyet" şiiri ile bayramınızı kutlarım.   "Gölköy adında bir yer varmış Gelibolu’da Televizyonda gösterdiler geçen gün. Gelenek edinmiş köy halkı, “Ben kendimi bildim bileli bu böyledir” Diyor muhtar: 29 Ekim’de toptan sünnet ederlermiş çocuklarını… Derken ekranda entarili bir çocuk belirdi Kirvesi tutmuş kolundan Yatırdılar bir kamp yatağına, Ardından sünnetçi olacak zat boy gösterdi Elinde bıçağıyla, Çocuk kaldırdı başını, bağırdı: “Yaşasın Cumhuriyet” diye Bunun üzerine de ekran karardı Korkarım bu, sade gölköylülerin değil, umumumuzun Sade küçüklerin değil, büyüklerimizin de Düştüğü bir tarihsel yanılgı Çünkü sünnet değil, farzdır Cumhuriyet"

Servi ağacı/Van Gogh/Sabahattin Ali

Resim
Van Gogh'un 1889 yapımı Cypresses (serviler) isimli tablosuna Sabahattin Ali'nin "servi" isimli şiiri eşlik ediyor bu güzel Pazar gününe   bir servi dedi ki bana: "rahat benim altımdadır. başını vurma dört yana, rahat benim altımdadır. çok koşup çok yorulmuşsun, yollarda yalnız kalmışsın, güvenip bana gelmişsin, rahat benim altımdadır. sana kökümde yer versem gölgemi üstüne gersem... hey rahat isteyen sersem! rahat benim altımdadır. serin serin uzanırsın, çiçeklerle bezenirsin, yat burada, kazanırsın, rahat benim altımdadır. yarin de gezer dolaşır, bir gün buraya ulaşır; hasretler burda buluşur, rahat benim altımdadır." Doğrusu" servi" ama "selvi" şeklinde kullanım da yanlış değil. Uzun bir tartışma konusu. Mitolojide ve kutsal metinlerde servi bazen ölüm, bazen ölümsüzlüğü simgeleyen kutsal bir ağaçtır.  "Anadolu Kültüründe Ağaçlar: Ölümün ve karanlıkların ağacı servi (selvi)" isimli çok kapsamlı ve uzun bir yazının linkini  ya...

Kavak ağacı/Claude Monet/Metin Altıok/Sezen Aksu

Resim
  Güzel bir Sonbahar gününden  günaydın.   Claude Monet, 1890-1891 yılları arasında  görsellerini paylaştığım, bir dizi "Kavak ağaçları" tablosu yapmıştır.   Farklı zaman ve farklı ışıklarda yaptığı bu tablo serisini anlatan güzel bir videonun linkini meraklıları için yazının sonunda  paylaştım.  Bu tablolara Metin Altıok'un "Öndeyiş" isimli şiiri ve Onno Tunç'un bestesi ile Sezen Aksu' nun okuduğu "Ah kavaklar" şarkısı eşlik ediyor.  Zamanın değişimi  ışığınızı hiç söndürmesin dilerim. Sevgiler, selamlar.  "Bedenim üşür, yüreğim sızlar. Ah kavaklar , kavaklar Beni hoyrat bir makasla Eski bir fotoğraftan oydular. Orda kaldı yanağımın yarısı, Kendini boşlukla tamamlar. Omuzumda bir kesik el, Ki durmadan kanar Ah kavaklar , kavaklar Acı düştü peşime ardımdan ıslık çalar." http://tr.allreadable.com/ a8ca40r5 https://youtu.be/lLUHIA4XHTI

William Blake/Newton/Hatay

Resim
  William Blake'in (1757-1827) "Günlerin Atası" (Ancient of days) tablosu ile bu güzel Pazar gününden  günaydın.   1794 de yaptığı bu  tablonun diğer adı "Great architect." Yani "Ulu Mimar."  "Newton" isimli bu tabloyu ise 1643-1727  yıllarında yaşayan Newton için yapmış. Her iki tabloyu da Stephan Hawking'in kitap kapağı olarak kullandığından bahsetmiştim.   William Blake'den yaklaşık 300 yıl önce yaşayan,  Hatayi mahlasıyla bilinen Şah İsmail (1487-1524) bakın ne diyor: Yer yoğ iken gök yoğ iken ta ezelden var idim Gevherin yek danesinden ileru pergar idim (Yer ve göğün varolmasından önce ben vardım Tek cevher tanesinden çıkmış dönen bir pergel idim.) Gevheri ab eyledim tuttu cihanı serbeser İns ü cinni arş ü kürsi yaradan Settar idim (Bu cevheri su eyledim, evreni baştan başa kapladı Cinleri ve insanı,yeri ve göğü yaratan ben idim) Girdim Adem donuna sırrımı kimse bilmedi Men o Beytullah içinde ta ezelden var idim (Adem kılığına gi...

Leonarda da Vinci/Attila İlhan

Resim
  Leonardo da  Vinci  ömrü boyunca   sadece 4 kadının  portresini  yapmıştır.   Bunlar: Mona Lisa, Kakımlı kadın,  Ginevra Benci ve Le Belle Ferroniere isimli tablolardır.  Bu tablolar eşliğinde, 10 Ekim 2005'de kaybettiğimiz büyük şair Attila İlhan'ı ölüm yıldönümünde anarak "Ne kadınlar sevdim zaten yoktular" dediği "Böyle bir Sevmek" isimli şiirini paylaşıyorum. "ne kadınlar sevdim zaten yoktular  yağmur giyerlerdi sonbaharla bir  azıcık okşasam sanki çocuktular  bıraksam korkudan gözleri sislenir  ne kadınlar sevdim zaten yoktular  böyle bir sevmek görülmemiştir hayır sanmayın ki beni unuttular  hala arasıra mektupları gelir  gerçek değildiler birer umuttular  eski bir şarkı belki bir şiir  ne kadınlar sevdim zaten yoktular  böyle bir sevmek görülmemiştir yalnızlıklarımda elimden tuttular  uzak fısıltıları içimi ürpertir  sanki gökyüzünde bir buluttular  nereye kayboldu...

Stefan Zweig/Dante/Hz. Muhammed/Baudelaire

Resim
  Günaydın.   Stefan Zweig, "Satranç" isimli kitabında şöyle söylüyor: "Bu dünyada bir zamanlar bir Rembrandt'ın, bir Beethoven'in, bir Dante'nin, bir Napoléon'un yaşadığı hakkında en ufak bilgisi bulunmayan birinin kendini büyük bir insan sayması son derece kolay değil midir?"  "Büyük insan"  lafını ne karşılar bilmem ama ben "aydınlanma yolunda ilerleyen" ya da "dönüşen" biri olarak kabul ettim.     Dante'nin İlahi Komedya'sı bence herkesin okuyup bilmesi gereken bir eser ama 14233 mısralık böyle bir şiiri okuyabilmek bir  o kadar da zor. Ben de bir türlü fırsat bulamamıştım.  Ancak böyle parça parça, etraf bilgileriyle öğrenmek daha kolay oldu.  Üç hafta, 21 bölüm süren yolculuğumuz, Dante’nin 1300 yılı 7 Nisan Perşembeyi 8 Nisan Cumaya bağlayan gece başlayıp, 14 Nisan Perşembe günü sona eren “düşsel yolculuğu” kadar çileli geçmediğini umuyorum.  Üstelik resim, şiir ve müzik içice geçince öğrenmesi çok daha ze...

Camille Corot/Dante/Cehennem I. Kanto/Mozart/Zephyrus

Resim
  Bugün 3 haftalık  "İlahi Komedya"  paylaşımlarımı, yarın da konuyu toplayarak 3 aylık paylaşımlarımı sonlandıracağımın müjdesini vererek bu güzel Pazar gününden sevgilerimi sunuyorum.   Fransız ressam Camille Corot (1796-1875) tarafından yapılan Dante ve Virgil isimli tabloda gördüğünüz Cehennem I. Kantodaki alegoriyi şöyle açıklamıştık. Dante yolunu ararken, Pars  (dünyevi zevkler), Aslan (hırs), dişi kurt (cimrilik) tarafından yönlendirildi. Bu sırada karşılaştığı Virgilleus (akıl, hikmet) ona yol gösterdi. Dante'den 500 yıl sonra gelen, bestesini  yolun yarısında, 35 yaşında ölen Mozart'ın yaptığı bizi çok ilgilendiren "Sihirli Flüt"   operasının  Dante'den nasıl esinlendiğini görüyoruz . Daha ilk sahnede  yolun başında, Dante'nin üç canavardan kaçtığı gibi ormanda yolunu kaybeden yakışıklı prens Tamino bir canavar tarafından kovalanır. Canavarla mücadele ederken yorgunluktan bayılır. Papageno tarafından kurtarılır. Ateş ve su ...