Zeytin ağacı /Van Gogh/Artun Ünsal/Bedri Rahmi Eyüboğlu

 Bu Cumartesi gününde  konumuz, 

"Bütün ağaçların ilki" olan Zeytin ağacı. 


Zeytin ağacının insanlık tarihindeki yeri 40 bin yıl öncesine dayanıyor. Dolayısıyla tüm kutsal kitaplarda ve yaradılış efsanelerinde yer almıştır. 




Artun Ünsal'ın "Ölmez ağacın peşinde"isimli kitabının arka
kapağında 

şu efsane anlatılmış:
“Efsaneye göre, Havva ile birlikte cennetten yeryüzüne kovulan Âdem 930 yaşındayken öleceğini hisseder ve Tanrı’dan kendisini ve dolayısıyla tüm insanlığı bağışlamasını dilemeye karar verir. Bu amaçla oğlu Zit’i Cennet Bahçesi’ne gönderir. Bahçenin bekçiliğini yapan melek, Zit’in duası üzerine İyi-Kötü Ağacı’ndan aldığı üç tohumu ona verir ve öldükten sonra babasının ağzına koyup öyle gömmesini söyler. Âdem ölür ve Tabor Dağı yakınında Hebron Vadisi’ne gömülür. Âdem’in ağzında yeşeren ve kök salan üç tohumdan Akdeniz ikliminin simgesi üç ağaç filiz verir: Zeytin, sedir ve servi...” Akdeniz efsanelerinde adı Ölmez Ağaç ya da Hayat Ağacı olarak geçen zeytin ağacı, antik çağlardan beri insanoğlunun hayatının içinde olmuş, kimi zaman meyvasıyla kimi zaman yağıyla insanlığa sağlık, lezzet ve güzellik vaat etmiş. Zeytinin ve zeytinyağının öyküsü hâlâ devam ediyor."

Mitolojik hikayesi ise şöyle:
"Antik Yunan’da tanrıların başı Zeus, insanlığa en değerli armağanı veren tanrı ya da tanrıçanın yeni kurulan şehrin hükümdarı olacağını vaat eder zamanında. Bu haberi duyan deniz tanrısı Poseidon ve bilgelik tanrıçası Athena  mücadeleye girerler. Poseidon, insanları keşfedilmemiş, uzak diyarlara götürecek olan görkemli “Atı”, Athena ise insanlığa yüz yıllar boyunca bereket ve yaşam kaynağı olacak olan “Zeytin Ağacı”nı yaratır. Yarışı kazanan Athena olur ve şehre onun ismi verilir."

Zeytin ağacı ile ilgili kapsamlı bilgiler, meraklıları için aşağıdaki linkte mevcut. 

https://yeryuzuagaci.wordpress.com/2016/10/21/anadolu-kulturunde-zeytin-agaci/

Van Gogh'un 1889'da yaptığı  "Zeytin ağaçları" (The olive trees) tablosuna Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun "Sitem" isimli şiiri eşlik ediyor. 



"Önde zeytin ağaçları arkasında yâr
Sene 1946
Mevsim
Sonbahar
Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
Dalları neyleyim.
Yâr yoluna dökülmedik dilleri neyleyim.

Yâr yâr!..
Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar
Değirmen misali döner başım
Sevda değil bu bir hışım
Gel gör beni darmadağın
Tel tel çözülüp kalmışım.
Yâr yâr!..
Canımın çekirdiğinde diken
Gözümün bebeğinde sitem var...

Şiirin  şarkısını güzel görseller eşliğinde Erol Evgin'den dinleyebilirsiniz:

https://youtu.be/xLtiMcmAXVM

İki zeytin yan yana ekilirse  kökleri yer altından, dalları yer üstünden birbirlerine sarılır ve  birbirine "sarışık"  olarak büyüyebilir. 

Zeytin ağacının felsefesi de aşağıdaki linkte: 

http://www.felsefetasi.org/agaclarin-krali-zeytin/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dante'yle İlahi Komedya'yı Tartışmak/Rafael/Marx

Aeneas 14 /Üçüncü Kitap/Delos Adası/Rottmann/Claude Lorrain/Rubens/Bertin/Cornelis de Vos/Turner/Trevisani/Goethe/Valeron

Meşe ağacı (Oak tree) /Van Gogh/Aziz Nesin/Guernica/Josef/Odysseus/Malcolm Gladwell/Cenap Şahabettin/Halil Cibran/Tolga Çandar