Korona günlerinde Rus ruleti

 KORONA GÜNERİNDE RUS RULETİ


Ahmet Telli  "Bu kent öldürüldü diyorlar" şiirinde, 
"Yaygınmış şimdilerde rus ruleti
İntiharların sayısı bilinmiyor" 
diyerek sanki bu günlerden bahsediyor. 

Bence Covit-19 enfeksiyonunu, kazasız belasız, kimi zaman da çok şükür semptomsuz atlatanlara bakarak, sonucu hakkında  karar vermek çok yanlış ve çok erken. 

"Abartılıyor" ya da "grip gibi bir şey ne olacak" demek, "ben cahilim" demenin bir başka şekli. 

Şu iyice bilinmeli ki, bu hastalık ile dalga geçmek Rus ruleti oynamaktan farksız. Silahın boş olduğunu sananlar çok yanılır. 

Aslında şöyle bir düşününce, farkı da yok değil. Sadece sen gitmiyorsun kafana sıkıp, belki en sevdiklerinin de ölümüne yol açıyorsun. 

Böyle ölümcül bir şans oyununu kim niye oynar anlamak güç. Rus ruleti bir cesaret gösterisi midir, yoksa intihar etmenin başka bir yolu mu bilmiyorum ama şuna eminim ki, "korona benden korksun" ya da "şunları yiyorum ben yakalanmam" demek kesinlikle bilimsellikten uzaklığın ve hakikat sevmezliğin göstergesidir. 

Bu filmin  ikinci perdesi de aşı gelince oynanacak diye düşünüyorum. Ben aşı yaptırmam türküsü çığıranlar yine silahı alıp kafasına dayayacak. 2020 yılının Darwin ödülü sanırım, Rus ruletini oyun sanan bu kişilere verilecek. 

Lütfen "Kafama sıkar giderim" demeyin,  bilimden şaşmayın. 



Şiirseverler için Ahmet Telli'nin bu anlamlı şiirini yazıya ekledim:

Bu kent öldürüldü diyorlar
Kurşuna dizildi bir gece yarısı
Hayaletler geziniyormuş şimdi
Sokak aralarında ve caddelerde
Baykuş tüneği olmuş alanlar
Ve yarasalar uçuşuyormuş...
Silah ve esrar kaçakçıları
Altın çağını yaşarlarken
Artıyormuş bir yandan da
Kumarhaneler,meyhaneler
Borsa oyunları hileli iflaslar
Birbirini kovalayıp dururken
Nasıl çıkmışsa pek bilinmiyor
Yaygınmış şimdilerde rus ruleti
İntiharların sayısı bilinmiyor
Çoğalıp duruyormuş fahişeler
Ve artık bunların hiç biri
Olay bile sayılmıyormuş şimdi
Bu kent öldürüldü diyorlar
Bahar gelmez artık buraya
Bir kent nasıl öldürülür göz göre göre
Ben inanmıyorum kim ne derse desin
Sodon ve Gomore efsanelerde kaldı
Yaşanan bir başka tarih şimdi
Şöyle bir dokunsak toprağa yalın ayak
Duyacağiz belki tarihin akışını
Baharda gecikebilir unutmayalım
Böyle okuduk tarihin kitaplarından
Hele vakit gelsin,sevda dal versin
Uzanacağiz bir sabah çiçekli bir ağaca
Unutmayalım aşkın sımsıcaklığını
Suskun bekleyişlerini varoşların
Kitapları,fabrikaları unutmayalım
Unutmayalım dağların öyküsünü
Zincirlerini kırmasını bilir bir kent
Aovrayı unutmayalım
Kışlık saray ne kadar dayanabilir
Hayatı kollamasını bilenlere
Ölüm suretini gezdiren serseriler
Sızıp kalacaklar birazdan
Ve bir tül gibi yırtılırken çevren
Bu kent yeniden yaşanacaktır
Bir kent nasıl öldürülür göz göre göre
Ben inanmıyorum kim ne derse desin.

(Resim: "Man on New Years Eve plays Russian Roulette," Jesse Diss)



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dante'yle İlahi Komedya'yı Tartışmak/Rafael/Marx

Aeneas 14 /Üçüncü Kitap/Delos Adası/Rottmann/Claude Lorrain/Rubens/Bertin/Cornelis de Vos/Turner/Trevisani/Goethe/Valeron

Meşe ağacı (Oak tree) /Van Gogh/Aziz Nesin/Guernica/Josef/Odysseus/Malcolm Gladwell/Cenap Şahabettin/Halil Cibran/Tolga Çandar