Aeneas 23/Altıncı Kitap/Cumae/Sibyl/Castagno/Hollar/Turner/Michelangelo/Raphael/Collier/Death Can Dance
Altıncı kitap, Aeneas ve Troya donanmasının Cumae'ye varışıyla başlar:
2-10. mısralarda Cumae'ye varışları anlatılır:
"Esen yellerle, yaklaştı Euboialıların Cumae kıyılarına
Çevrilir geminin başı denize, atılır suya Kıvrık uçlu demir, sımsıkı tutar gemiyi, Diziler kıyı boyunca içbükey gemiler, atlar
Hesperi toprağına, atak gençler, çakmaktaşı
Arar kimi ateş yakmaya, yaban inleriyle Dolu ormanlarda akarsuları belirler, bulunca yerini.
Çıktı dinsever Aeneas yüksek Apollon tepesine
Buradaydı Sibylla'nın oturduğu mağara, yalnız başına."
Cumae bugün de Napoli yakınında, gezilebilen antik bir kenttir. Apollon tapınağı ve Sibyl mağarası ziyarete açıktır. Cumae hakkındaki ayrıntılı bilgiyi aşağıdaki linkte bulabilirsiniz.
https://ozhanozturk.com/2020/
42-48. mısralarda Apollon tapınağına varırlar.
"Yalçın kayaya oyulmuş büyük mağara, Euboialılarca,
İçinde yüz geniş kapıya varan yüz yol, yankılanır
Hepsinden bilicisi Sibylla'yı yanıtlayan yüz ses.
Gelince haykırdı genç kadın, eşiğinde kapının:
'Öğrenme günüdür yazıyı, tanrı işte tanrı'"
Andrea del Castagno'nun "The Cumaen Sibyl" tablosunde resmedilen Sibylla,
Tanrı Apollo'nun sesiyle konuşur ve yardım isteyen Aeneas'a 83-97. mısralarda yanıt verir:
"Kurtuldun denizin tüm yıkımlarından,
Karadadır işlerin daha çetinleri. Kaygılanmasın gönlün,
Geliyor Dardanialar, Lavinium'da egemenlik kurmaya.
Ancak sevinmeyecekler oraya gelmekle, savaşlar, korkunç
Savaşlar, Tiber'i kaplayan kanlı köpükler görüyorum.
Çıkacak karşısına bir Simois, Xanthus, Dor ordusu.
Başka bir Akhilleus, tanrıçadan doğan, Latium'da.
Bırakmaz Teucerlere diş bileyen Juno, ardınızda,
Güçlük çekeceksin İtalya'da yalvaracaksın insanlara,
Kentlere, bırakmayacak yakanı tüm işlerde darlık,
Sıkıntı, Teucerlere gelecek yine yıkım, bir yabancı kadın,
Evlilik bir el kadınıyla.
Yılma mutsuzluktan, üstüne yürü, diren yiğitçe
Yazgının dediğince, açacak kurtuluş yolunu
Sana, yararı az da olsa bir Grek kenti."
Aeneas, 106-109. mısralarda yeraltına inerek babasını görmek için Sibylla'dan yardım ister. Sibylla 125-129. mısralarda Avernus'a inmenin zorluklarından bahseder.
"Bir dileğim var, buradayımış söylentiye göre, kapısı
Karanlık yeraltı ülkesinin, Acheron'un oturduğu yerin
Göster bana yolunu, açıver kutsal girişi, Yardımınla, yakarırım, gidip göreyim sevgili babamı."
"Şöyle yanıtladı bilici kadın: 'Tanrı soylu, Troyalı Anchises'in oğlu, inmek kolay Avernus' a,
Açıktır kapısı gece gündüz yeraltı ülkesinin,
Ancak geri dönmek, yeryüzüne çıkmak çetin,
Güç ister, emek ister. Pek azdır bunu başaran."
Çek sanatçı Wenceslas Hollar'ın (1607-1677) "Altın Dal" (The golden bough) isimli ilüstrasyonunda gördüğünüz ağaçtan bahseder Sibylla, dalları ve yaprakları altındır. O ağacı genişçe bir orman korur. Proserpina'nın sunağı olarak bu ağaçtan bir dal koparmak gerekir.
135-148. mısralarda Sibylla'nın sözleri anlatılır.
"Ön bilgiler edinmelisin daha çıkmadan Bu çetin yolculuğa. Bir ağaç vardır gölgeli,
Dalı altın, yaprakları altın, bükülgen, yaygın,
Adanmış yeraltı tanrıçası Juno'ya, korur onu
Bir kutsal orman, karanlık oylumu çepeçevre kuşatan,
Ancak inemez yeryüzünün derinlerine kimse,
Koparmadan ağaçtan bu altın dalı, budur
Güzel Proserpina'nın istediği saygı sungusu.
Çıkar yenisi koparılan dalın, altından o da
Donanmış altın yapraklarla, onun da gövdesi.
Arayıver o ağacı, gecikme, kopar ondan bir dal
Bulunca, saygıyla, yazgın yardımcı olursa, kopar
Kendiliğinden kolayca, yoksa ne bir güç yeter
Ona, ne de keskinin keskini bir bıçak."
Venus'un güvercinleri saklı ağacı bulmak için Aeneas'a yardım eder.
William Turner'ın 1834 tarihli altın dalın bulunmasını tasvir eden "Golden Bough" isimli tablosunda görüldüğü gibi dalı kolayca bulur ve kırar.
"Görünce büktü güçlü dalı Aeneas, Kopardı, götürdü duraksamadan, Sibylla'nın tapınağına."
Aeneas'ın ağaçtan kopardığı ve yeraltının kapısını açan bu altın dalın, "Yeniden diriliş ve ölümsüzlüğü" temsil eden akasya dalı ile benzerliğine dikkatinizi çekerim!
Bugün İngiltere'de Tate müzesinde 10 farklı Sibyl tablosu bulunmaktadır.
https://www.tate.org.uk/ search?st=801&type=object
Yazının burasında Sibyller hakkında bilgi vermek gerekiyor. Antik dünyada Sibyller, kehanette bulunan rahibe/kadın peygamberler olarak kabul edilmişlerdir. Kehanetlerini genellikle Apollon'un etkisi altında ve kendilerinden geçmiş bir şekilde verirler ve kehanetleri ile önemli olaylar üzerinde yol gösterici olurlardı. Meraklıları Wikipedi'nin ilgili maddesinde ayrıntılı bilgi bulabilir:
https://tr.qaz.wiki/wiki/Sibyl
Michelangelo'nun 1508-1510 yılları arasında Sistina Şapeli'nin tavanına resmettiği Cumae'li, Delphi'li, Libya'lı ve Eritre' li Sibyller fresklerinde ve Raphael'in 1514'de yaptığı "Sibyller" frenskinde görüldüğü gibi, bunların en iyi bilinenleri Cumae ve Delphi Sibylleri olmakla birlikte Babil Sibyli, Libya Sibyli gibi toplam 10 Sybilden bahsedilmektedir. Cumae Sibyline, Herophile, Demo, Phemone, Deiphobe, Demophile ve Amalthea gibi isimler de verilmiştir.
Orta Yunanistan'da, Parnassos Dağı’nın altındaki Delphi tapınağında bulunan Delphi Sibyli de önemli bir kahindi. Tapınağın girişinde altın harflerle yazılmış olan Nosce de Ipsum/Gnothi seauton yani "Kendini bil" sözü Sokratesten günümüze değerini kaybetmemiştir.
İngiliz ressam John Maler Collier'in (1850-1934), 1891 yılında yaptığı "Delphi Rahibesi" (Priestess of Delphi) isimli tabloda görüldü gibi Pythia da denen Delphi Sibylleri kehanetlerini, bir kayanın üzerinde oturarak ve topraki çatlaktan çıkan buharı soluyarak, kendilerinden geçmiş bir halde yaparlardı.
Ethereal/Cennetsel müzik yapan Avustralya'lı "Death Can Dance" grubundan "The song of the Sibyl" şarkısı ile iyi hafta sonları dilerim.
https://youtu.be/fDvOUHyCMyM
"Bir dileğim var, buradayımış söylentiye göre, kapısı
Karanlık yeraltı ülkesinin, Acheron'un oturduğu yerin
Göster bana yolunu, açıver kutsal girişi, Yardımınla, yakarırım, gidip göreyim sevgili babamı."
"Şöyle yanıtladı bilici kadın: 'Tanrı soylu, Troyalı Anchises'in oğlu, inmek kolay Avernus' a,
Açıktır kapısı gece gündüz yeraltı ülkesinin,
Ancak geri dönmek, yeryüzüne çıkmak çetin,
Güç ister, emek ister. Pek azdır bunu başaran."
Çek sanatçı Wenceslas Hollar'ın (1607-1677) "Altın Dal" (The golden bough) isimli ilüstrasyonunda gördüğünüz ağaçtan bahseder Sibylla, dalları ve yaprakları altındır. O ağacı genişçe bir orman korur. Proserpina'nın sunağı olarak bu ağaçtan bir dal koparmak gerekir.
135-148. mısralarda Sibylla'nın sözleri anlatılır.
"Ön bilgiler edinmelisin daha çıkmadan Bu çetin yolculuğa. Bir ağaç vardır gölgeli,
Dalı altın, yaprakları altın, bükülgen, yaygın,
Adanmış yeraltı tanrıçası Juno'ya, korur onu
Bir kutsal orman, karanlık oylumu çepeçevre kuşatan,
Ancak inemez yeryüzünün derinlerine kimse,
Koparmadan ağaçtan bu altın dalı, budur
Güzel Proserpina'nın istediği saygı sungusu.
Çıkar yenisi koparılan dalın, altından o da
Donanmış altın yapraklarla, onun da gövdesi.
Arayıver o ağacı, gecikme, kopar ondan bir dal
Bulunca, saygıyla, yazgın yardımcı olursa, kopar
Kendiliğinden kolayca, yoksa ne bir güç yeter
Ona, ne de keskinin keskini bir bıçak."
Venus'un güvercinleri saklı ağacı bulmak için Aeneas'a yardım eder.
William Turner'ın 1834 tarihli altın dalın bulunmasını tasvir eden "Golden Bough" isimli tablosunda görüldüğü gibi dalı kolayca bulur ve kırar.
"Görünce büktü güçlü dalı Aeneas, Kopardı, götürdü duraksamadan, Sibylla'nın tapınağına."
Aeneas'ın ağaçtan kopardığı ve yeraltının kapısını açan bu altın dalın, "Yeniden diriliş ve ölümsüzlüğü" temsil eden akasya dalı ile benzerliğine dikkatinizi çekerim!
Bugün İngiltere'de Tate müzesinde 10 farklı Sibyl tablosu bulunmaktadır.
https://www.tate.org.uk/
Yazının burasında Sibyller hakkında bilgi vermek gerekiyor. Antik dünyada Sibyller, kehanette bulunan rahibe/kadın peygamberler olarak kabul edilmişlerdir. Kehanetlerini genellikle Apollon'un etkisi altında ve kendilerinden geçmiş bir şekilde verirler ve kehanetleri ile önemli olaylar üzerinde yol gösterici olurlardı. Meraklıları Wikipedi'nin ilgili maddesinde ayrıntılı bilgi bulabilir:
https://tr.qaz.wiki/wiki/Sibyl
Michelangelo'nun 1508-1510 yılları arasında Sistina Şapeli'nin tavanına resmettiği Cumae'li, Delphi'li, Libya'lı ve Eritre' li Sibyller fresklerinde ve Raphael'in 1514'de yaptığı "Sibyller" frenskinde görüldüğü gibi, bunların en iyi bilinenleri Cumae ve Delphi Sibylleri olmakla birlikte Babil Sibyli, Libya Sibyli gibi toplam 10 Sybilden bahsedilmektedir. Cumae Sibyline, Herophile, Demo, Phemone, Deiphobe, Demophile ve Amalthea gibi isimler de verilmiştir.
Orta Yunanistan'da, Parnassos Dağı’nın altındaki Delphi tapınağında bulunan Delphi Sibyli de önemli bir kahindi. Tapınağın girişinde altın harflerle yazılmış olan Nosce de Ipsum/Gnothi seauton yani "Kendini bil" sözü Sokratesten günümüze değerini kaybetmemiştir.
İngiliz ressam John Maler Collier'in (1850-1934), 1891 yılında yaptığı "Delphi Rahibesi" (Priestess of Delphi) isimli tabloda görüldü gibi Pythia da denen Delphi Sibylleri kehanetlerini, bir kayanın üzerinde oturarak ve topraki çatlaktan çıkan buharı soluyarak, kendilerinden geçmiş bir halde yaparlardı.
Ethereal/Cennetsel müzik yapan Avustralya'lı "Death Can Dance" grubundan "The song of the Sibyl" şarkısı ile iyi hafta sonları dilerim.
https://youtu.be/fDvOUHyCMyM
Yorumlar
Yorum Gönder