Aeneas 13/Üçüncü Kitap/Thrakiai (Trakya)/Janssens/Polydorus/Euripides/Crespi/Hecuba/Ovideus
Günümüzde Edirne'nin bir ilçesi olan Enez'e adını vererek yerleşen Aeneas ve beraberindekiler burada bir yurt oluşturmak için işe koyulurlar. Aeneas kurban keserek işe başlar ancak umulmadık bir şeyle karşılaşır.
Flaman ressam Victor Honoré Janssens'in (1658–1736)
"Aeneas pulling up the myrtle that reveals the ghost of Polydorus"
(Aeneas, mersin ağacını sökünce Polydoros'un hayaleti ortaya çıkıyor) isimli tablosunda görüldüğü gibi,
Aeneas, annesi Venüs (Afrodit) ve Jüpiter'e (Zeus) kurban kesmek için gittiği yerde çalıları söktükçe etrafa kan sıçrar. Burada Priamos'un oğlu Polydoros'un gömülü olduğunu anlar ve onun hayaletinin sözleri üzerine bu toprakları uğursuz kabul ederek Thrakia kıyısından ayrılırlar.
"Aeneas lands in Thrace" isimli illüstrasyonlarda gördüğünüz gibi,
3.kitap 19-34. dizeler bu olayı anlatır.
"Dione'nin kızı, soylu anamla, göksel varlıkların
En yücesine, bu kentin yarınki yöneticilerine, iyelerine
Göksellerin önderine, semiz bir boğa adadım kıyıda.
Bir tepe vardı yakında, doruğunda kızılcıklar,
Sık dalları, dimdik duran mersin ağaçları çevresinde.
Vardım tepeye, uğraştım sökmek için yeşil ağaçları,
Örtmek istedim yapraklı dallarla sunakları. Birden
Korkunç, anlatılmaz bir görüntü belirdi gözlerimin
Önünde, yerde. İlk söktüğüm ağacın köklerinden dökülen
Kara kan damlaları izler bırakıyordu toprakta,
Buz kesildim korkudan, elim ayağım kaskatı tümden
Ürperdim, donmuş damarlarında dolaşan kan
Durmadım, yavaşça söktüm çıkardım öteki ağacı da
Öğrenmek istediğim bu olayın bence gizli nedenlerini
Kara kan damlıyordu kabuğundan bu ağacın da.
Şaşırdığım büsbütün, yalvarmaya başladım kır nymphalarına."
Antik çağın önemli mitolojik öykülerden birinin de bu olduğu kabul edilir.
39-46. mısralarda Polydoros konuşur:
Bilmem söylesem mi? Sussam mı? bir inilti yükseldi
Tepenin derinliklerinden ağlamaklı, ulaştı kulaklarıma
"Neden parçalarsın Aeneas bir mutsuzu? bırak sininde
Dinlensin, kana bulaşmasın iyiliksever ellerin, bırak
Troyalıyım, yabancı sanma, kütük değil kanayan,
Yazık! kaç bu barbar yerden, açgözlü kıyıdan
Polydorus'um ben, gövdeme saplanan oklardan
Türemiş toprakta bu sivri doruklu ağaçlar."
Truvanın son kralı; Hektor, Cassandra ve Paris'in de babası olan Priamus, en küçük oğlu Polydorus'u savaştan korumak için, çok yakın dostu Trakya kralı Polymestor'un yanına yüklüce altınla gönderir. Ancak emanete hıyanet eden Polymestor, ilüstrasyonlarda gösterildiği gibi, Polydros'u öldürür ve altınlara el koyar.
49-61. mısralar bu olayı anlatır:
"Göndermişti yüklü bir altında Polydoros'u
Mutsuz Priamus gizlice, savaş için eğitilsin diye,
Trakya Kralına, güveni yokken Dardanosların pusatlarına,
Görünce düşman birliklerinin kenti kuşaktıklarını.
Bu Kral, tükenince Troya'nın gücü, dönünce yazgısı,
Tutmuş Agamemnon'u, üstün ordusunun ardınca yürümüş,
Çiğnemiş konukseverlik tüzesini, öldürmüş Polydoros'u,
Almış altınları. Nice gönül yıkarsın, uğursuz
Altın tutkusu! Dağılınca korkum, anlattım tansığı
Halkın önderlerine, tanrılardan gelen serüveni,
Babama, öğrenmek istedim düşüncelerini sordum onlara.
Gidelim dediler, oybirliğiyle, bu kanlı topraklardan,
Bu suçlanmış, kirlenmiş yerden, yelken açalım yellere."
Polydoros'a yeniden bir gömme töreni düzenlerler ve bu toprakları uğursuz kabul ederek 69-73. dizelerde anlatıldığı gibi, Thrakia kıyısından ayrılırlar.
"Yatışınca dalgalar, durulunca kabaran deniz, çağırdı
Bizi fısıltılarla güney yelleri, yolculuğa,
kızaklardan
İndirdiler arkadaşlar suya saldılar gemileri, toplandılar
Koydan ayrılıyoruz görünmüyor kentler, karalar."
Polymestor'un hazin ölümü ve ardından gelişen olaylar pek çok şair ve oyun yazarına esin kaynağı olmuştır. Euripides'in "Troya'lı Kadınlar" ve "Hekabe" adlı tragedyalarının baş kişisi Polymestor'un annesi Hecuba'dır.
Polymestor'un annesi Hecuba, mitolojideki önemli kadın kahramanlardan biridir.
İtalyan Barok ressam Giuseppe Crespi'nin (1665-1747) "Hecuba Blinding Polymestor" (Hecuba, Polymestor'u kör ediyor) isimli tablosunda resmettiği gibi Hecuba oğlunun öcünü Kralın gözlerini çıkarıp öldürerek alır.
Polymestor'un, Polydoros'u öldürdüğü trajik olay ve Hecuba'nın Polymestor'dan nasıl öç aldığı, Ovideus'un Metamorphosis kitabında 13/545-563. mısralarda anlatılmıştır:
"Öçalma duygusuyla, cezalandırma düşüncesiyle hep.
Emzirdiği yavrusu kaçırılmış bir arslan gibiydi,
Öfkeli, kızgın, düşmanı görmeden izini süren.
Öyleydi Hecuba da, acılar içinde kıvranan, azgın,
Geçen yılları, değil, Polymestor'u yok etmekti amacı,
Acımasızca öldülen oğlunun öcünü almaktı yalnızca,
Sonra şöyle dile gelirmiş duygusunu: evinde gizlenmiş
Altınları ararmış gibi davranıp, kralın oğluna verdiği,
Güvendiği altınları; güvenmiş Trakya kralına, öldürmüş
O da çocuğu, alımları kapmak için açgözlü Polymestor, yalnız
Bulunca. Yılışık bir ağızla demiş ki: ver oğlun için armağanı
Gecikme, Hecuba. Bana verdiğini ver, önce verdiğin gibi,
Andolsun tanrılara saklarım hepsini ona. Bu yalan andı
Duyunca Hecuba hınçla bakmış, kabarmış öfkesi birden.
Yapışmış ona sımsıkı, seslenmiş bütün tutsak analara,
Batırmış parmaklarını yalancı gözlerine kralın, çekip
indirmiş yanaklarından aşağı birden, çoğalmış öfkesi daha,
Oymuş elleriyle, açmış göz çukurlarını, pisletmiş kanıyla
Yeri, ne gözlerini bırakmış, ne de göz çukurlarını daha."
Erupides'in "Hecuba" trajedisinden uyarlanmış bir İspanyol tiyatro gösterisinin traileri ile yazıyı bitiriyorum.
https://youtu.be/sQobKMP2hCM
Yorumlar
Yorum Gönder