KORONA GÜNLERİNİN SİSİFOS'U OLMAK
Tanrıların cezalandırmasıyla bir kayayı dağın tepesine çıkarmaya mahkum edilen mitolojik bir kahramandır Sisifos (Sisyphos). Doruğa her ulaştığında tekrar aşağıya yuvarlanan kayayı defalarca yukarıya çıkarmaya çalışır.
Bu mitolojik öykü size tanıdık geliyor mu?
Sisifos’un boşa giden çabalarının canlı örneğini korona günlerinde ülkemizde yaşıyoruz. Üç seferdir tepeye kadar yuvarlayıp yok etme şansı yakaladığımız korona illetini elimizden bir kez daha kaçırdık.
Verilen bunca emeğe, o yuvarlanan kayanın altında kalıp yaşamını kaybeden binlerce cana karşın, duyarsız kalabalıkları görüp de üzülmemek mümkün mü!
Bu durumda bize bu cezayı verenin, Olimpos tanrıları değil kendi akılsızlığımız olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım.
Albert Camus "Sisifos Söyleni" isimli kitabında,"Tepelere doğru tek başına didinmek bile bir insanın yüreğini doldurmaya yeter." der. Bu hastalığı yenmek için canla başla çalışan herkesi Sifisos'a dönüştüren pandeminin anlamına uzak, bilim cahili kalabalıklara rağmen dik durup devam etmek insanlık görevimizdir.
Andrew Bird, "Sisyphus" isimli şarkısında:
"Kaderle ilgisi yok"
(It's got nothing to do with fate) diyor, sorumsuz sorumluları görünce kesinlikle buna katılıyorum ama,
"Bırak yuvarlansın geriye, izin ver"
(Let it roll, let it crash down low) demesine sonuna kadar karşıyım. El birliğiyle, omuz omuza yeneceğiz bu hastalığı. Cahillerin cesaretine karşı Sisifos'un cesaretiyle...
https://youtu.be/zug1B8DSkWw
Yorumlar
Yorum Gönder